THE WALKİNG DEAD 6. SEZON 12. BÖLÜM İNCELEME
THE WALKİNG DEAD 6. SEZON 12. BÖLÜM İNCELEMESİ
- UYARI: AZ SONRA OKUYACAĞINIZ YAZI, BÖLÜM VE DİZİNİN GELECEĞİ HAKKINDA ÖNEMLİ SPOİLER'LAR İÇERMEKTEDİR. -
The Walking Dead'in altıncı sezonunda artık sona geliniyor. Görünüşe göre felaketler zinciri şeklinde geçecek bir final bizi bekliyor ama finale daha 3 bölüm var ve merak ettiklerimizi önümüzdeki iki bölüm içerisinde göremeyeceğimiz kesin gibi.
Zaten bölümün hemen ardından koşarak yeni bölüm fragmanını izledim ve gördüklerim pek hoşuma gitti diyemem. Hayır, fragmanda ekstrem bir durum yaşanmıyordu ama muhtemelen temponun en düşük olacağı bölümlerden biri olacak. Bu sözlerim de lütfen yanlış anlaşılmasın çünkü yapımcıların da final bölümüne kadar beklentilere tavan yaptırmak gibi bir amacı olduğu her hallerinden belli. Doğru olanı da bu zaten.
Not Tomorrow Yet adlı bu bölümle birlikte uzun zamandır beklenen aksiyon dozuna da ulaştık. Açıkçası benim bu diziden beklentim hiçbir zaman saf aksiyon değil ama arada sırada görmek de gerçekten güzel oluyor. Tabii gelin görün ki tempo ayarlama çabaları yüzünden bölümün ilk yarısı ciddi anlamda berbat durumdaydı.
Evet Carol'ın hikayesini izlemek güzeldi ama sanki zoraki bir aşk doğurmuş gibiler. Ya da daha önce sinirlenip laf söylediğim "Yan karakterleri bize sevdirememe" sorununu çözebilmek adına böyle bir yola gittiler. Önce Glenn ile siyahi arkadaşın arkadaşlığı, ardından da Carol ile Tobin aşkı. Bilemiyorum yani.
Bölümün ilk yarısında garip garip sahneler de vardı. Örneğin Abraham ile Rosita arasında yaşananlar neydi yahu öyle? Tamam geçtiğimiz bölüm bu yaşanan şeyin sinyalleri verilmişti ama bu kadar önemli bir iş üzerindeyken kalkıp da Rosita'dan ayrılması ve bunu gerçekten iğrenç kelime ve cümle tercihleriyle yapması oldukça rahatsız ediciydi.
Muhtemelen Sasha kendisini geri çevirecek ve depresif Abraham'ı izlemeye başlayacağız. Hatta tahminlerim ölebileceği yönünde. Kalan üç bölüm bu iddiamı ya doğrulayacak ya da beni de ters köşeye yatıracak. Yaptığı "kaka" muhabbeti gerçekten iğrençti ve söylenebilecek en son şeydi.
Gel gelelim ki dizinin ikinci bölümü gerçek bir efsaneydi. Havada uçuşan mermiler, Negan'ın adamlarının uykusunda kesilen boğazları, Rick ve ekibinin profesyonel katiller haline geldiğinin bir kez daha gözler önüne serilmesiydi aslında. Hatta Jesus'ın yanındaki arkadaşın Rick'e dönüp de "Negan ve adamları korkunç ama sana karşı hiçbir şey sayılmazlar." demesi zaten durumu çok güzel özetliyordu.
İnternette okuduğum yorumlarda insanlar, Maggie'nin olaya dahil olmasını saçma bulmuşlar ama böyle bir operasyona kocası da giderken bebeği umut olarak görüp de Alexandria'da beklemesi aşırı saçma olurdu. Benim için yaşananlar tamamen Carol'ın kafasızlığından başka bir şey değil. Maggie'yi sürekli olarak tutmaya çalışmasaydı, şu anda kaçırılmamış olacaktı ve durum bu kadar kötü hale gelmezdi herhalde. Her bölüm illa birileri son derece aptalca bir şey yapmasa olmayacak zaten.
Şimdi bir dahaki bölümde yaşanacakları heyecanla bekliyoruz açıkçası. Çünkü Maggie ve Carol esir durumda ve Negan ortama doğru yola çıktı. Rick ve grubu bu işten çok kolay sıyrıldıklarını düşünürken bir anda kendilerini içinden çıkılamaz bir durumda bulacaklar.
Neyse daha fazla teori üretmeden yazıyı noktalayayım. Sonuç olarak baktığımızda yarısı müthiş, yarısı ne yazık ki boşa çabalanmış ara sahnelerle dolu bir bölümdü Not Tomorrow Yet. Doğal olarak da puanını biraz düşürmek durumunda kalıyorum. Umarım bölümü beğenmediğim şeklinde algılanmaz.
Şunu da belirteyim ama "dananın kuyruğu" kopmak üzere. Her şeye hazır olun derim..
Post a Comment