BATMAN/SUPERMAN CİLT 1: DÜNYALAR ARASI İNCELEMESİ
Bildiğiniz gibi DC evreni New 52 adı ile 2013 yılında yeniden başlatıldı. O tarihe kadar olan her şey silinmiş, yepyeni bir dünya başlamıştı. Eh, yeni bir dünya demek Batman ve Superman'in ilk defa tanışacak olması demek. Daha önce bir çok kez ele alınmıştı bu konu. New 52 öncesi (Pre-52 olarak bahsedilir genelde) evrende birbirinin en iyi dostu olan ikili yeni evrende nasıl tanıştı?
Hikayemiz enteresan ve net bir şekilde iki karakter arasındaki farkı ortaya koyan bir şekilde başlıyor. Batman ve Superman, Bruce Wayne ve Clark Kentbir olaya bakılabilecek en farklı iki açıdan yaklaşıyorlar. Burada yazar Greg Pak'ın inanılmaz hikaye anlatma becerisi devreye giriyor. O kadar güzel benzetmeler ve metaforlar kullanıyor ki okurken sizi sarıyor cümleleri. Kısa da olsa bir kaç sayfada genç Batman ve Superman'i bizlere çok iyi tanıtıyor. Yukarıda dediğim gibi 70 yıllık bir dostluğu olan ikiliyi en baştan anlatmak çok zor ve riskli bir iş. Pak burada enteresan ve mantıklı bir yol seçerek ikiliyi başka bir dünyaya, Earth-2'ye gönderiyor. Burada yaş olarak daha büyük ve çok sıkı dost olan Batman ve Superman'i görüyoruz. Earth-2 Batman ve Superman'i bize Pre-52 evrenindekileri hatırlatıyor. Hatta ilk okuduğumda "acaba" diye düşünmüştüm. Bir yanda yeni tanışan ve birbirini sevmeyen kahramanlar, diğer tarafta en sıkı dost olan kahramanlar. İki grup arasındaki farklar bizlere çok güzel anlatılmış. Özellikle iki Batman'in karşı karşıya geldiği an okurken yüzünüzü güldürecektir.
Benim en çok ilgimi çeken olay 2 Batman ve 2 Superman olmasına rağmen hangisinin iç ses ile konuştuğunu çok rahat anlıyor olabilmemizdi. Hem panel dizaynından hem de karakterlerin kendine has sesinden bu fark anlaşılıyordu. Çizgi romanda ne sesi demeyin, okurken kafanızda gerçekten 4 farklı ses oluşuyor ve bu otomatik oluyor. Greg Pak'ın hakkını bir kere daha vermemiz gerekiyor burada. O kadar doğal ki geçişler kesinlikle kafa karıştırmıyor. Bazı çizgi romanlarda inanılmaz iyi bir hikaye vardır ama çok karışık hatta kötü anlatılır. Bir çok örneğini görmüşsünüzdür. Elimizde hem hikaye olarak hem de anlatım olarak çok başarılı bir iş var.
Çizgi roman hakkındaki tek sıkıntım çizer Jae Lee'nin tarzıydı. Bu ciltte Jae Lee,Ben Oliver ve milli gururlarımızdan Yıldıray Çınar'ın çizimlerini görüyoruz. Bana çizgi romanda en uzak gelen çizim tarzlarından birine sahip Jae Lee. Tamamen kişisel bir görüş bu. Oldukça farklı çiziyor Lee, belki de o yüzden bugüne kadar yaptığı işler pek hoşuma gitmedi. Çizimlerini çizgi roman harici alıp duvarıma asarım, oldukça gotik bir tarzı var. Batman'e çok yakışan bu tarz Superman işin içine girdiğinde biraz garip oluyor. Mesela Gotham çizimine hayran kaldım keza daha önce Watchmen çizgi romanda yaptığı çizimleri de çok beğenirim. Çizer değişiklikleri çok bariz bu da biraz atmosferi bozuyor. Birbirinden farklı tarzlara sahip çizerler işin içerisinde olunca son derece normal.
Gelelim cildin çevirisine ve içerdiği ekstra materyallere. Öncelikle çeviri son derece başarılı. Zaten artık ülkemizde çeviri sıkıntısı pek yaşanmıyor, çeviriyi yapan kişilerin neredeyse tamamı çizgi roman hayranı ve çevirdikleri materyallere hakim kişiler. Ben bu hikayeyi ilk çıktığı zaman İngilizce okumuştum ve bugün Türkçe olarak okurken aynı zevki aldım. Cildin son sayfalarında altın değerinde ekstralar var. Çizgi roman nasıl yazılır, aşamaları nedir dersi gibi. Benim en çok ilgimi çeken kısım orası oldu, bazı yerleri iki kere okudum. Her zaman ciltlere koydukları eskiz çizimleri ve alternatif kapaklar yine yer alıyor.
Post a Comment